Gelecekte vizyonu ve düş gücü ile şirketlerimize yön verecek olan, dinamik, üretken bugünün gençlerini;
• Nasıl sisteme dahil edeceğiz?
• Çalışma hayatında beklentilerini karşılayabilecek miyiz?
• Düşüncelerini nasıl katkıya dönüştürebiliriz?
• Şirketimizi ne şartlarda, nasıl emanet edeceğiz?
• Çabuk sıkılıyorlar buna nasıl engel olacağız?
• Yalnız çalışmak istiyorlar ekip çalışmasını nasıl sağlayacağız?
• Şirket vizyonu ile onların vizyonunu nasıl bütünleştireceğiz?
• Mevcut çalışanlarla onları nasıl entegre edeceğiz?
Sorularına anlamlı cevaplar bulabilmek için; her kuşakta karşılaştığımız olumsuz yönlerini bir kenara bırakıp Z kuşağının olumlu yönlerine odaklanıp hayalleri ile şirket vizyonun bütünleştirerek şirketimizi geleceğe taşımalıyız.
Gelecekte şirketlerimizi bekleyen en büyük tehlike bu aralarda çok konuşulan ‘’sessiz istifa’’ kavramı. Bu kavram bugün ortaya çıkan bir kavram değildir. İş hayatımızın bir döneminde bu duyguyu; motivasyon eksikliğinden, çalıştığımız şirkete veya yöneticilere olan güvenimizin azalmasından, objektif iş değerlendirmesi olmamasından, kayırmacılığın fazla olmasından, iş tatminsizliğinden vb. sebeplerle; verimliliğin azalması, takım üyelerinden izole olma, aidiyette azalma, takım arkadaşlarına ve işe sahiplenmeme, inisiyatif almadan kaçma olarak yaşamışızdır.
Çalışanlar tarafından bu yaklaşım; nasıl olsa hiçbir şey değişmeyecek, işler ben olsam da ben olmasam da yürüyecek, mantığı ile patronlar veya yöneticilere problem olarak yansıtılamamıştır...
Patronlar, yöneticiler ve takım liderleri olarak, empati kurup ‘’sesiz istifa’’ yaklaşımını Z kuşağının özgüveni ile tetiklenen haklı tepki olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
Z kuşağının olumlu yönleri;
• Nelere sahip olduklarını, neleri yapabileceklerini ve ne istediklerini biliyorlar.
• Özgüvenleri yüksektir.
• İletişim sanatçısı olmakla birlikte kendilerini iyi ifade edebiliyorlar.
• İş geliştirme ve katkı odaklı performans sergilemeye istekliler.
• Hiyerarşiden uzak durup hızlı sonuç almak istiyorlar.
• Takdir edilmek, şeffaf geribildirim almak istiyorlar.
• Dürüstler, adaleti ve barışı seviyorlar. Haklarını aramada taviz vermiyorlar.
• Kariyer yol haritasının net belirlenmesini, objektif değerlendirilmek istiyorlar..
• Öğrenmeye istekliler, donatılmaya açıklar
• Teknolojiye hakimler, bilginin hızına anında adapte olabiliyorlar. Bilim ve teknoloji ile yakından ilgileniyorlar.
• Doğayı ve hayvanları seviyorlar
Onlar için; anlaşılmak ve değer görmek paradan daha öncelikli bir kavram. Çalışırken para kazanmanın yanında; işinden tatmin olmak, iş dışında da bir hayatının olduğunun kabul edilmesini ve insan odaklı yaklaşım bekleyerek konfor alanına müdahale edilmemesini hayatı mutlu ve sosyal yaşayabilmeliyim diyerek haklı taleplerini ifade ediyorlar…
Teknoloji ve bilgiye hakim olmalarından dolayı; işletmelerin ihtiyaç duyduğu inovasyona Z kuşağı ile ulaşılacağı unutulmamalıdır.
Şirketlerin sürdürülebilirliği; bir kuşağın kendinden sonraki kuşağa aktaracağı tecrübe ve bilgi birikimi ile mümkündür.
Z kuşağının; bilinçli, doğruyu bulma yolunda eleştiren bir yapıya sahip olduğu düşünüldüğünde; değişim odağı ile nedenlerini araştırabileceği, öğrenen, gelişim odaklı ve liderlik edeceği işlere yoğunlaşır.
Takım liderleri ve yöneticiler; yenilikçi fikirler üretmeleri için süre ve özgürlük vermeleri öngörü ve becerilerinin yüksek olduğunu kabul ederek onlarla entegre olmanın yollarını bularak klasik yönetim anlayışından ‘’ben’’ odağından uzaklaşıp birlik ruhu ile bireyleri donatmaya odaklanmalıdır.
Şirketlerin; gelecek vizyonu ile, Z kuşağının beklentilerine karşılık vermesi ve onları sisteme dahil edeceği politikalar geliştirmesi gerekiyor. İnsan kaynakları departmanları başlangıç noktası olarak kabul edilse de en önemli görev; patronlar, yöneticiler ve takım liderlerine düşmektedir.
Z kuşağı; işe sahiplenmesi ve şirketini benimsemesi için şirket içi eğitimler vererek iş ilgili donatılmalıdır. Şirket içerisinde sosyal aktivitelere katılımlarının sağlanmasıyla biz bilinci ile hareket etme kabiliyeti kazandırılmalıdır. Görev yetki ve sorumlulukları yetkinliklerine göre belirlenmeli, neyi, nasıl, ne zaman istediğinizi açık olarak ifade etmelisiniz. Açık, şeffaf, dürüst ve yüz yüze iletişimi tercih ederek onlara fikirlerini önemsediğinizi takdir ettiğinizi hissettirmelisiniz.
Gelecek Z kuşağının düş gücünde saklıdır. Sahip çıkmak zorundayız...
Saygılarımla
Yorumlar
Yorum Gönder